Dublin İrlanda denilince, ilk akla gelen şeylerden biri elbette Vikingler. Viking dünyasının ticaret başkenti olan Dublin şehri, İrlanda’nın en büyüğü ve bin yıllık kökleri eski Kelt’lere kadar uzanıyor.
İrlanda Dublin şehri ile ilgili bizi en çok etkileyen şeyle yazımıza başlamak istiyoruz. Bildiğiniz gibi İrlanda halkı, tarih boyunca savaşlarla, kıtlık ve yoksullukla mücadele etti. Çok büyük acılara göğüs gerdiler ama umutlarını hiç kaybetmediler. Dünyanın en önemli aydınlarından birkaçının bu küçücük ülkeden olması belki de bu yüzden bir tesadüf değil. Samuel Beckett, George Bernard Shaw ve W.B Yeats gibi dehalar, eserlerinde hep bir sisin ve yağmurun arkasına gizlenmiş yeşil yoncanın güzelliğini tarif etmeye çalıştılar. Ve meydana getirdikleri şaheserlerde bir milletin ses olmayı başararak İrlanda Cumhuriyeti’nin kurulmasına yardımcı oldular.
Gelelim özgün bir kültüre sahip Dublin’de gezilmesi gereken yerler listesine
Sizin için birbirine yürüme mesafesindeki en güzel 17 noktayı derledik ama belirtmeliyiz ki 2 farklı rotanın yer aldığı bir yazı daha çıkarmayı düşünüyoruz. Siz de Dublin’de nerelere gidilir, Dublin nasıl gezilir sorularının cevaplarını yorumlar bölümünde paylaşırsanız diğer yazılarımızda yer verebiliriz.

Molly Malone Heykeli
Ortaçağ zamanında yaşamış bir hayat kadını olan Molly aynı zamanda çok popüler bir Dublin türküsünün de kahramanı. “Kızları şirin güzelim Dublin şehrinde/ gördüm ilk defa Molly’nin tatlı bakan gözlerini.” (Şarkının orjinali: “in Dublin’s fair city where the girls are so pretty, I forset my eyes on sweet Molly Malone.). Kendisi o kadar popüler bir karakter ki Dublin
belediyesi her yılın 13 Haziran gününü Molly Malone günü ilan etti. Molly’nin hüzünlü hikayesini merak ederseniz Piri Dublin turunda ünlü rehber Pat Liddy’nin anlatımıyla dinleyebilirsiniz.
The Stag’s Head
Burası Geyik Kafası anlamına gelen geleneksel bir Dublin barı. Burayı ziyaret etmenizin şöyle bir güzelliği oluyor; İrlanda halkıyla güzel bir sohbet etme imkanı bulabiliyorsunuz. Ve size bir sır, rahat ve eğlenceli bir ortamda bir İrlandalıyla muhabbet etmek Dublin’den dönmeden önce kesinlikle yapmanız gereken bir şey!

Belediye Binası
Buraya Pazartesi’den Cumartesi’ye mesai saatlerinde girmenizde hiçbir sakınca yok. Fakat içeride bir düğün varsa giremeyeceğinizi belirtmiş olalım. İçeri girince ana salona doğru ilerleyen. Binanın harikulade klasik mimarisini inceleyebilirsiniz. 1977’de Borsa Binası olarak inşa edilen bina günümüzde belediye meclisinin karargahı görevi görmekte. Bodrum katında ise küçük olmasına rağmen harikulade bir müze bulunuyor. Girişin ücretsiz olduğu müzede Dublin’in binlerce yıllık tarihi boyunca kullanılan resmi mühürler ve evraklar sergilenmekte. Hemen yanında oturup bir dilim kekin ve kahvenin tadını çıkarabileceğiniz sevimli bir kafe de
var.
Dublin Kalesi
Burayı ilginç yapan şey, içinde bir kalenin olmaması 🙂 Ever evet yanlış okumadınız, 1204 yılında inşa edilen kale ne yazık ki 1684 yılında yanıp kül oldu. İrlandalılar da kaleyi yeniden inşa etmek yerine bir saray yapmayı tercih etmişler. İçeride kendi başınıza veya bir tura katılarak grup eşliğinde gezebileceğiniz harikulade odalar yer alıyor. Bu odalardan biri de Aziz Patrick Salonu olarak biliniyor..Gezebileceğiniz diğer odalar da var Taht odası, yemek odası gibi. Eğer zamanınız varsa tavsiye ediyoruz. Alt avluya gittiğinizde kuleyi göreceksiniz, bu kuleyi özel yapan şey, ortaçağdaki Dublin Kalesinden günümüze ulaşan en büyük kalıntı olması.
Tarihi Ortaçağ Limanı
Bugün küçük bir park görünümünde yer alan bu alan ortaçağ zamanında bir limanı bulunduruyordu. Burada göreceğiniz jokey klübünde sıklıkla bir sergi düzenleniyor. İlginizi çeken bir şey var mı diye bir bakabilirsiniz. Ama asıl sağındaki Chester Beatty Kütüphanesi Galerisi’ne mutlaka uğramalısınız. Biraz uzunca bir ismi var ama binanın içi aklınızı başınızdan alacak bir güzelliğe sahip. Giriş ücretsiz. Hatta şunu da söyleyelim, İrlanda’nın bütün ulusal müzelerine giriş ücretsiz. Eğer uzun süre dolaşmaya vaktiniz yoksa size tavsiyemiz direkt yukarıda bulunan müze kısmından gezmeye başlamanız.
Bu bölgenin yakınlarında harika bir Lübnan Restoranı var. Buraya uğrayıp restoranın harika terasını ziyaret edebilirsiniz.
St.Patrick Parkı
Eskiden bir su kuyusu olduğu söylenen bu park, 5. Yüzyılda Aziz Patrick’in yöre halkını vaftiz ederken kullandığı kuyu olduğuna inanılıyor. Hristiyanlığı Dublin’e tanıtan ve sevdiren kişinin anısına inşa edilen St. Patrick kilisesi o dönemde oldukça küçüktü ve ahşaptan yapılmaydı. Bugünse harikulade güzellikte bir taştan kilise…
St.Patrick Katedrali
Şaheser niteliğinde bir mimariye sahip bu katedral. Tamamını dolaşmak tahmini 45-50 dakikanızı alabilir. Bu arada dikkat etmenizi öneriyoruz, buranın girişi şehri ziyaret ettiğiniz zamana göre değişebiliyor. O yüzden yön işaretlerine dikkat edebilirsiniz. İçeride ayrıca ziyaretçilerin kullanabileceği tuvaletlerin de bulunduğunu hatırlatalım.

Marsh Kütüphanesi
Bina Başpiskopos Narcissus Marsh tarafından 1707’de açıldı. Şehirdeki ilk halk kütüphanesi olarak biliniyor.
Dublinia
Harika bir ortaçağ müzesi Dublinia. Vikingler tarafından kullanılan gerçek zırhlar ve kılıçlar sergileniyor, hatta bunlara dokunmak bile serbest. Kendi Viking sikkenizi bastırabileceğiniz bir bölüm de bulunan müzeyi vaktiniz varsa ziyaret edebilirsiniz.
Christ Church Katedrali
Kutsal Üçleme Katedrali olarak da bilinen bu ibadethane 11. Yüzyılda inşa edildi. Hatta şöyle de denebilir, Katedral Vikingler tarafından 1030 yılında inşa edildi. Bu demek oluyor ki şu anda Dublin’de ayakta duran en eski binası burası.
Hendel Müzikevi
Bu etkileyici yapının içinde ünlü Alman Besteci George Frideric Handel’i resmeden heykeli göreceksiniz. 1742 yılında sanatçının meşhur oratoryosu olan Mesih, dünyada ilk defa burada oynandı. Bu yüzden Mesih’in oynandığı 13 Nisan tarihi hala önem taşıyan bir tarihtir. Eğer olur da 13 Nisan’da Dublin’de olursanız bu sokağı özellikle ziyaret etmelisiniz.
Smock Sokağı
Müzikevinden çıktıktan sonra Fishamble Sokağından aşağı doğru inmeye devam ettiğinizde ilk sağınız Smock Sokağı. Bu sokakta kiliseye benzer bir bina göreceksiniz. İşte bu bina 1662 yılında bütün İrlanda’nın ilk tiyatrosu olarak açıldı. 1819’larda tiyatroların kapatılmasıyla bir kiliseye dönüştürülen yapı, 1980’lerde yeniden bir tiyatro olarak kullanılmaya başlandı. İçeride 1662’de yapılan tiyatrodan günümüze kadar korunmuş kısımları da görebilirsiniz. Hala orijinal yapılış amacında kullanıldığını görmek güzel bir duygu.
Bütün Britanya’nın en eski dördüncü tiyatrosu, İrlanda’nın ise en eskisi.
Bu sokağın olduğu bölge Temple Bar dediğimiz bölgenin batı ucu oluyor. Dublin gece hayatı önerileri için burayı listenin ilk sıralarında saymamız mümkün. Mekan önerilerimiz için Piri Dublin turu içindeki önerilere göz atabilir, harita yardımıyla bu mekanlara navigasyon alabilirsiniz.

Dublin’de görülmesi gereken yerler için bu liste daha başlangıç diyebiliriz. Eğer Dublin turist rehberi arıyorum, Dublin turu yapmak istiyorum derseniz önerimiz Piri turlarını deneyimlemeniz. Dublin’in ünlü rehberi Pat Liddy’nin anlatımıyla hem Türkçe hem de İngilizce turlara göz atabilir, İrlanda’nın sokaklarında hikayelerini dinleyerek kaybolabilirsiniz!
Dublin tur rehberi Pat Liddy, yaptığı işi büyük bir tutkuya yapan, Dublin’de sesli turlar düzenleyen bir seyahat acentasına sahip bir rehber. En yaygın kullanılan Dublin Turist Haritasının yaratıcısı kendisi. Bugüne kadar Dublin’e sağladığı katkılar sebebiyle birçok ödüle layık görüldü. Geçtiğimiz yıllarda Kraliçe Elizabeth’e bizzat verdiği turla da alanında yetkinliğini kanıtlamış harika bir insan. Piri Dublin turlarında kendisini daha yakından
tanıyabilirsiniz.
Aynı zamanda konaklama için, Piri uygulaması içinde Dublin oteller ile ilgili önerilerimizi de görebilirsiniz. Dublin otel tavsiye etmek kolay iş değil 🙂