Yaz denilince akla ilk gelen yerlerden biri olan Bodrum, berrak denizleri, eğlenceli hayatı ve yeri geldiğinde huzurlu ortamı ile çoğu tatilcinin gözde ilçelerinden birisi. En sadık Bodrum severlerin bile gözden kaçırabileceği bir gerçek var ki Ege’nin incisi Bodrum aslında çok köklü bir tarihe sahip.
O zamanlar Halikarnassos adı ile de bilinen Bodrum, Yunan, Bizans, Roma, Pers ve daha nice uygarlığın serpildiği bir yarımada olmuş. 3 bin 500 yıllık kadim tarihi ile harmanlanan kültür ve sanatı, doğanın güzellikleri ile zengin coğrafyası, ünlü mimarisi ve üzerine kitaplar yazılan gastronomisi ile günümüzde de insanları kendine hayran bırakmaya devam ediyor.
Ünlü tarihçi Homeros’un “Ebedi Mavilikler Cenneti” diye betimlediği Bodrum, aslında coğrafyasında kucak açtığı bütün uygarlıkların izlerini taşıyor. Bu ihtişamlı tarihin kalıntıları ise biz meraklıları tarafından keşfedilmek için bekliyor. Bu yazımızda bu ihtişamlı tarihin bazı kalıntılarına daha derinden bakacağız.
Söylemeden geçmeyelim, daha detaylı yazmaya kalksak sayfalar sürebilecek bu tarihi Bodrum gezintisini Piri turunu hemen yükleyerek deneyimleyebilirsiniz.
İşte Bodruma gittiğinizde mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerler:
1. Zeki Müren Sanat Müzesi

Sanat Güneşi Zeki Müren’in bir zamanlar yaşadığı ve hayatının son zamanlarını geçirdiği bu ev, Bodrum belediyesi tarafından ona adanmış bir müzeye dönüştürülmüş. Türkiye’nin öncü sanatçılarından olan ince ruhlu Zeki Müren’in de bir zamanlar Bodrum’un güzelliklerine âşık olup yerleşmesi şaşırtıcı olmasa gerek. Yaşadığı süre boyunca Zeki Müren genellikle evin ilk katını kullanmış. Bu yüzden müzeye dönüştürülürken alt kata dokunmadan olduğu gibi korumuşlar. Müzenin asıl ilgi çekici tarafı ise üst katta bulunan sergi alanı. Bu alan sanatçının kostümlerini, hobisi olan desen çalışmalarını, ödüllerini ve hayranlarından gelen mektupları barındırıyor. Zeki Müren’in şaşalı fakat ilham dolu hayatını yakından tanımak isteyenlerin mutlaka görmesi gereken bir yer. Müze ücretsiz olup, 09.00’dan 19.00’ a kadar ziyaretçilerine kapıyı açıyor.
2. Bodrum Kalesi

Şüphesiz Bodrum’a giden herkesin uzaktan da gördüğü, birçok işletmeye de isim için ilham kaynağı olan Bodrum Kalesi, bu güzel şehrin simgelerinden. Gezmesi yarım günden fazla süren Bodrum Kalesi, ev sahipliği yaptığı köklü tarihi sayesinde farklı bölümlerden oluşuyor. Kale deprem sırasında yıkılan ve yine bir zamanlar Bodrumda bulunan dünyanın yedi harikasından biri olan Halikarnas Mozolesi’nin parçaları kullanılarak üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımada üzerine inşa edilmiş. Kale içerisinde Fransız, İtalyan, İngiliz, Alman ve İspanyol kulelerini barındırıyor. Aynı zamanda İç Kale, Sualtı Arkeoloji Müzesi, bir zamanlar hapishane olarak kullanılan kısmı ve Karyalı Prenses Salonu da Kale’yi ziyaret edenlerin mutlaka görmesi gereken yerler arasında. Aynı zamanda bu müze, 1995 yılında Avrupa’da Yılın Müzesi Yarışması’nda ‘Özel Övgü’ ödülüne laik görülmüş.
3. Bodrum Evleri

Bazen bir şehrin tadını çıkarmak için sokaklarında kaybolmak gereklidir. Bodrum ise özgün mimarisi ile kaybolması en keyifli ilçelerden bir tanesi. Sokaklarda amaçsızca dolaşırken etrafınızı saran, balkonlarından begonvillerin sarkıp size selam verdiği evler kendilerine has dokularıyla görenleri hayran bırakır. Bu geleneksel evler üç tipe ayrılıyor: Musandıralı, kale ve Sakız tipi evler. Bu evlerin ortak özelliği ise genellikle moloz ya da kesme taştan inşa edilmeleri. Taş tercih edilmesinin sebebi ise, dışarıdaki ısıyı içeri fazla geçirmeyip yazları serin tutmaları. Yazları begonvillerin, kışların ise Bodrum mandalinalıların süslediği bu evler güzel kokuları ile de keyifli bir deneyim sunuyor. Bodrum’a gittiğinizde bulduğunuz ilk boş vakitte bu güzel kokulu ve görsel şölen içerin caddelerde kesinlikle en az bir kere kaybolun.
4. Yel Değirmenleri

Bodrum merkezi ile Gümbet arasında rüzgârı bol olan tepelerin üzerine inşa edilen Yel Değirmenleri Bodrum’un tartışılmaz simgesi. Bodrum’un tepelerine serpiştirilmiş olarak görülen bu yel değirmenleri, işlevsel oldukları dönemlerde rüzgârın esiş yönüne göre maksimum verim almaları için özellikle tasarlanmışlar. Zamanında, civarlarında yetişen arpa, buğday, mısır gibi mahsulleri öğütmek için kullanılırlarmış. Fırınlarında pişen leziz kokulu ekmekler ise denizciler dahil olmak üzere çevresindeki halkı beslermiş. Günümüzde her ne kadar harap halde olsalar da ihtişamlarını korumaya devam ediyorlar. Bonus olarak ise gidenleri Ege’nin yeşil ve mavilikleri ile donanmış etkileyici bir manzara bekliyor. Gittiğiniz zaman derin bir nefes alıp, doğanın size sunduğu güzelliklerin tadını çıkarmayı unutmayın!
Bodrum gezisi tabii ki bu liste ile sınırlı değil. Piri’nin 13 duraklık Bodrum rotasında sizler için hepsini sıraladık. Bir sonraki Bodrum tatilinizde, Bodrum’un köklü tarihini keşfetmeye ne dersiniz?