Almanya’nın Prusya Krallığı ile başlayan çok uzun ve görkemli bir tarihi var. Göz alıcı güzellikteki Berlin II. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar başkent olarak ülkeyi taçlandırmış. Bu yüzden gönülden sevdikleri başkentleri Alman insanının çalışkanlığının, fedakarlığının ve sadakatinin canlı bir örneği diyebiliriz.

Berlin seyahati planlıyorsanız, hiç şüpheniz olmasın unutulmaz bir anı ekleyeceksiniz hafızanıza. Berlin yemekleri, Berlin’de eğlence yerleri, Berlin’de alışveriş yerleri, Berlin hakkında anlatılacak öyle çok şey var ki… Biz önce Berlin’de görülmesi gereken yerlerden başlayacağız. Berlin ile ilgili merak ettiklerinizi lütfen yorumlardan bizimle paylaşın, sonraki Berlin yazılarımıza ekleyelim. Eğer Berlin’i sesli Piri turlarıyla gezmek isterseniz yazının altındaki 2 farklı Berlin turuna göz atmanızı tavsiye ediyoruz. Berlinli rehber Markus Müller’in anlatımı size eşlik etsin.

Gendarmenmarkt – Konzerthaus
Gendarmenmarkt meydanında Karl Friedrich Schinkel tarafından meydana getirilmiş bir sanat eseri burası. Konzerthaus binasına onun başyapıtı diyebiliriz. Ne yazık ki bu eser İkinci Dünya savaşı sırasında yok edilmiş. Gördüğünüz gibi, sonraları dış cephesi orijinaline çok benzer şekilde yeniden inşa edilse de iç kısım tamamen farklı. Yani içerisi Schinkel’in tarzından izler taşısa da orijinaline sadık kalarak yapıldığı söylenemez. Bu arada saat 10:00’dan 06:00’ya kadar her saat başı çalan çanlar var burada ve çanların melodileri her saat ve her ay değişiyor. Ne hoş değil mi?

Prusya Bilim Akademisi
Bu akademinin tabelasında Albert Einstein ve Leibniz gibi birçok ünlü ismin adı geçiyor. Hatta Leibniz bilim akademisinin ilk direktörüymüş. Hatta 1. Frederick’in eşi Kraliçe Sophia Charlotte ile beraber akademiyi o kurmuş.

Mendelson Soy Ağacı
Belçika Büyükelçiliği önündeki bu soy ağacı üzerine kafa yorarak zaman geçirebilirsiniz. Böylelikle bahsi geçen isimleri daha iyi tanıyabilirsiniz

Octagonal Cafe
Adının cafe olduğuna bakmayın burası bir tuvalet! Evet yanlış okumadınız, burası 19.yy’da yapılmış bir tuvalet. O dönemde at arabaları için her cadde kesişimlerine bu tuvaletlerden konurmuş.

St Hedwigs Katedrali
Bu katedralin içine mutlaka girin çünkü içerideki kilise mezarlığında Michelangelo’nun Pita’sının bir kopyası bulunuyor. (şaşkın emoji)

Kitap Yakma Anıtı
Burası müthiş etkileyici çok duygulu bir yer. Anıta baktığınızda kendinizi bir aynaya bakıyormuşsunuz gibi, yansıma halinde görüyorsunuz. Zamanda geriye, yok olmuş bir kütüphaneye bakıyorsunuz aslında. Raflar boş, kitaplar artık yok; boşluk yani… Yok olan, kaybolan, yakılan kitapların anısını hatırlamak için. Kaybolan ya da Nazi Almanya’sını terk eden insanlar, korku içinde yaşayanlar, Amerika’ya hatta Moskova’ya kaçan entelektüeller… Edebiyat istenmediği için yargılanan aydınlar…

Büyük Frederik’in Atlı Heykeli
Kraliyet ailesinin bir üyesi olan 2. Frederick karşınızda!

Alman Tarih Müzesi
Geçmişin izlerini takip etmenizi sağlayan bir müze. Zamanınız varsa ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.

Spree Kanalı
Eskiden kraliyet ailesinin yaşadığı bir ada burası. Başınızı sağ tarafa çevirdiğinizde gördüğünüz yapı kraliyet ailesinin sarayı, ondan da öncesindeyse bir kale.

Tüm bu duraklara ek olarak Müzeler adasını ve Berlin Sarayını da mutlaka ziyaret etmenizi öneriyoruz. Yalnızca Müzeler adasına özel bir Piri turu olduğunu unutmayın!  Bkz. Prusya’nın Görkemli Geleceği