Barcelona ’yı Gezdim Diyebilmeniz İçin Görmeniz Gereken 10 Yer
Avrupa’nın en çok turist çeken şehirlerinden biri olan, hatta bu yüzden lokallerin sık sık protestolarına ev sahipliği yapan şehir Barcelona ’nın ilgi çekiciliği aslında her şeyin başladığı o noktada yani şehrin kuruluş hikayesinde başlıyor.
Bazılarına göre Barcelona şehrini Roma’dan bile önce Herkül’ün kurduğu efsanesine bazılarına göre ise Caragenalı General Barca’nın hem kuruluş hem de isim öncüsü olduğuna inanılıyor.Kuruluşu ve geçmişiyle ilgili tüm bilinmezliklere rağmen her sene 30 milyondan fazla turistin akın ettiği bu büyülü şehrin nüfusu yalnızca 1.6 milyon.
Her köşesini gezmeye kalksanız eminiz aylarınızı alacaktır. Bu yüzden siz en iyisi bu listeye bir göz atın! Not: Piri uygulamasındaki Barcelona sesli turunu dinlemekte şehri gezerken her ayrıntısıyla öğrenmek için harika bir araç olabilir!
1) Şehri fethetmeye başladığınız yer! Arc de triomphe
Türkçesi zafer takı demek. Ciutadella parkında 1888de düzenlenen Evrensel Sergisinin ana kapısı olarak tasarlanan bu maribi İspanyol usulü yapı Kazanovas’ın eseri olan Arc de triomphe Barcelona’da gezilmesi gereken yerlerin başında geliyor. Üzeri el sanatları, emek, sanayi gibi temalarla bezenmiş. Frizde yer olan rölyef yabancı ziyaretçilere kucak açıp onları karşılayan Barcelona’yı temsil ediyor.

2) Sanatsız asla! Caixa Forum
Poble Espanyol olarak bilinen İspanyol köyünden aşağı doğru, İspanya meydanına doğru yürüdüğünüzde biraz ileride Caixa Forum diye bir yer kalacak. Burası Caixa isimli bankanın kullandığı bir sergi alanı ve belki bir sergiye denk gelebilirsiniz. Denk gelirseniz de içeriye girip hem binayı görmenizi hem de sergiye bakmanızı tavsiye ederim. İspanyol Meydanına ulaşacağız.
3) Bu tezahuratlar nereden geliyor? Camp Nou
Tüm dünyada en çok sevilen spor dallarından bir tanesi futbol. Ve en iyi futbol kulüplerinin arasında ilk akla gelenlerden biri de Barcelona futbol takimi. Camp Nou, FC Barcelona futbol takımının stadyumu. Futbolla ilgilenmese bile yurt dışı gezilerinde futbol kulüplerini ziyaret etmekten forma, atkı gibi hediyelik eşya almaktan hoşlanan çok gezgin vardır. Bu yüzden Barcelona’da görülmesi gereken yerlerden biriside bu stadyum. Stadyum tüm dünyada Camp Nou olarak bilinse de tam ismi Estadio De Futbol Clup Bercelona. Camp Nou, Katalanca’da yeni saha demek. Stadyumun içerisinde bir de müze var. Müzede takımın kazandığı bütün kupalar, ödüller ve madalyalar sergileniyor. Soyunma odalarını, basın tribününü, yedek kulübesi gibi bölümleri gezmeniz mümkün. Ayrıca ünlü futbolcularla yan yana çekilmiş fotomontajlı bir fotoğraf da iyi bir hatıra olabilir.
4) Olmazsa olmaz! La Sagrada Familia
La Sagrada Familia yani Kutsal Aile Katedrali. Barcelona ’nın simgesi bu katedraldir dersem hiç de yanlış olmaz. Hatta daha doğrusunu söylemek gerekirse Antoni Gaudi’nin kendisidir simge olan. Hiç bir mimar, hiç bir kentin dokusuna böylesine nakşetmemiştir eserlerini belki de. Sahilde, avucunuzdan kaydırdığınız ıslak kumdan yapılmış gibi duran kuleler, biraz, Kapadokya’daki peri bacalarını, biraz da erimiş devasa mumları andırıyor. Yüzyılın mimari kurallarını hiçe sayan Katalan mimar Antoni Gaudi, neredeyse hayatını adamış bu esere. Nitekim de öyle olmuş olmasına, ama sıra dışı görünümü ile pek çok sembolü ve sırrı içinde barındıran bu yapının sadece bir cephesini bitirebilmiş. İnşaat başladığında çevresinde ineklerin otladığı bir alan bulunan katedral bugün kentin tam ortasında yer alıyor.

5) Bir müze mi yoksa meydan mı? Katalonya Meydanı
Eski Şehir ve Eixample denen ve 1850’lerden sonra inşa edilen bölgenin tam ortası burası. Pek çok önemli caddenin merkezi bu meydan. 19. yüzyılın ortasına kadar şehir surlarının dışında kalıyormuş Katalonya Meydanı. 1858’de bu duvarın yıkılması ile daha popüler ve işlek hale gelmiş. Meydan çeşme ve heykeller ile zenginleştirilmiş. Pek çok heykel var etrafta. En bilinenlerden biri Katalan hükümeti eski başkanı Frances Macia anısına yapılmış. Meydanın Hard Rock Cafe tarafına bakan köşesindeki bu heykel Sagrada Familia Katedrali’nin Çile isimli cephesini yapan Josep Maria Subirasch eseri. Önündeki küçük havuzun ortasındaki kadın heykelini Joseph Clara 1982’de yapmış. Adı Enigma Tanrıçası. Meydanın bir tarafını komple kaplayan beyaz bir bina tüm İspanya’da şubeleri bulunan El Corte Ingles isimli büyük mağaza. Bina, mağazanın kurucusunun eviymiş vaktiyle.
6) Katalonya Meydanı mı kazanır, İspanya Meydanı mı?
İspanya Meydanı şehrin Katalanya Meydanı’ndan sonraki ikinci büyük meydanı. İspanyol’lar tabi en büyük meydana Katalanya ismi verilince buraya da ülkenin adını vermişler ve burayı İspanya Meydanı olarak adlandırmışlar. Meydanın tam ortasında çok güzel bir çeşme var. İspanya Meydanına geldiğinizde, aynı zamanda eski bir boğa güreşi arenası göreceksiniz. Katalanlar, İspanyollar gibi meraklı değiller boğa güreşine. Bu yüzden de burayı başarılı bir restorasyonla bir alışveriş merkezi haline getirdiler. Dolayısıyla içine girip eski bir boğa güreşi arenasının nasıl bir alışveriş merkezi olduğunu görebilirsiniz. Hatta önündeki panaromik asansörle en üst kata çıkıp oradan da manzarayı seyretmeniz mümkün.
7) Ne yani pazar mı gezeceğiz? Mercat De la Boqueria
Pazar deyip geçmeyin. Burada envai çeşit sebze, meyve, et ve balık göreceksiniz. Yalnızca Barcelona ‘nın değil, İspanya’nın da en iyi pazarı olarak da kabul ediliyor burası. Yerli halk kadar turistlerin de yoğun ilgi gösterdiği pazarda sebze meyveden, bitkilere, et balık ürünlerinden, Katalan yemeklerine kadar bir çok farklı ürün var. Özellikle Türkiye’de çok sık bulamayacağınız, bulsanız da çok para ödeyeceğiniz tropik meyveleri burada uygun fiyata satın alabilirsiniz. Meyve ve sebzeleri kilo ile alabileceğiniz gibi ufak karışık meyve tabakları da bulabilirsiniz. Pazarda satılan çikolata ve şekerlemeler de en az tropik meyveler kadar ilgi çekici. Renkli şekerlemeler, birbirinden lezzetli meyveler, taze sıkılmış meyve suları ve plastik bardaklardaki meyve salataları güne taze başlamak için gerçekten çok doğru.

8) Picasso Müzesi
Müze orta çağdan kalma beş binanın restorasyonu sonucunda ortaya çıkmış. Geçmişte ünlü ailelere ait oldukları için bu binaların isimleri de var. 1963 yılında Picasso’nun yakın arkadaşı Sabartes’in bağışladığı eserler ile kurulmuş müze. Sabartes 1968’de ölmüş. Picasso da bazı eserlerini buraya bağışlamış. Sanatçının ölümünün ardından eşi Jacqueline pek çok eser bağışlayınca Picasso’nun erken dönemine ağırlık veren zengin bir koleksiyon ortaya çıkmış. Yapıda 3.000 eserden oluşan bir koleksiyon var.
9) Denizin Meryem Anası Kilisesi
Santa Maria del Mar, yani Denizin Meryem Anası Kilisesi, 14. yüzyılda mimar Berenguer de Montagut tarafından tasarlanan kilise La Ribera bölgesinin tüccar ve tersane sahibi sakinleri tarafından inşa edilmiş. Hem de o dönem için kısa kabul edilen bir sürede. Sedece 55 yılda bitmiş inşaat. Bu da pek çok kilisede olan üslup çeşitliliğini ortadan kaldırmış ve yapının tek bir mimari üslup ile tamamlanmasını sağlamış. Kilise 15. ve 18. yüzyıllardan kalma vitrayları ile meşhur. Bazı cephesindeki kutsal bakire Meryem’in taç giyme törenini konu edinen gül pencere vitraylarının yanı sıra aydınlatma için kullanılan pek çok vitray var.
10) UNESCO’nun Dünya Mirası listesinden bir park, Guell
Barcelona ‘da gezilecek yer listemizin en güzel noktalarından biri, Park Guell. Şehrin dünyaca ünlü bir o kadar da alışılmadık parkı burası. Eusebi Guell isimli bir iş adamı Barcelona ‘nın kuzeyinde satın aldığı 17 hektarlık bir arazide 1910 yılında özel bir site yapması için ünlü mimar Gaudi’yi görevlendirmiş. Park, Gaudi’nin Sagrada Familia katedralinden sonraki en iddialı yapısı. Park Guell’de ortak bahçeleri bulunan 60 evli bir site planlanmış. Ama projedeki evlerden yalnızca ikisini bitirebilmiş. I. Dünya Savaşı’nın başlaması ve burasının merkezden uzak olması yüzünden proje ticari açıdan başarısızlık ile sonuçlanmış. 1918 yılında arazi devlete geçmiş. Bahçeler 1922 yılında halkın kullanımına açılmış. 1984’te UNESCO’nun Dünya Mirası listesine alınmış park. Seramiklerin parçalanıp daha sonra mozaik çalışmaları gibi yeniden bir araya getirlmesi ile oluşan tasarımlara trencadis deniliyor. İşte parkta pek çok yerde bu çeşit bir teknik kullanılmış. Gotik kemerler, yürüyüş yolları, yılanı andıran devasa bir bank, masal gibi binalar ve aslında bir pazaryeri olarak tasarlanan ve bankın altında yer alan sütunlu bölüm yani sala ipostila parkın en etkileyici bölümleri arasında.

Barcelona ’da görülmesi ve gezilmesi gereken binlerce yer arasından ben bu 10 tanesini seçtim. Casa Battlo, Casa Les Punxes, Colomb Anıtı, Miro Müzesi, Katalonya Müzik Sarayı ve daha bir çok gizli saklı kalmış şehir hikayeleri. Bilmenizi istediğimiz o kadar şey var ki, hepsini Piri uygulamasındaki Barcelona : Gaudi’nin Taş Tuvali isimli sesli turu dinlemeye davet ediyoruz! Hiç vakit kaybetmeden bu müthiş şehrin altını üstüne getirmenin vakti geldi de geçiyor, ne dersiniz?