Tarihe, mimariye ve sanata doyacağınız bir rotaya hazır mısınız? Başkentin kültür-sanat rotalarını birlikte keşfedelim diye birbirinden önemli 5 durak derledik.
Hemen yazımızın başında bahsedelim. Ankara’yı Cihan Ayhan’ın güçlü sesiyle keşfetmek isterseniz Piri uygulamasını indirebilir, Ankara’nın kültür sanat mekanlarının nabzını tutabilirsiniz.
Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi
1927 yılında inşa edilen Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi, cumhuriyetin sembol yapılarından biri. Bu binanın mimarlığını üstlenen Arif Hikmet Koyunoğlu, Kurtuluş Savaşı’nı görmüş bir mimar, adını anmadan geçmeyelim.
Neo-klasik Türk Mimari üslubunun anıtsal yapılarından olan müzenin içinde sizleri neler bekliyor peki? Öncelikle sizleri giriş katındaki holde sivri kemerler karşılıyor. Holün kuzey kapısı için tiyatroya açılıyor. Giriş kat turunuzu tamamlayıp üst kata çıktığınızda ise ön cepheye bakan Türk Odası’nı görüyorsunuz.
Türk Odası cumhuriyet tarihinde önemli bir yere sahip, bu yüzden görülmeyi oldukça hak ediyor. Örneğin ilk Türk Tarih Kongresi 1931 yılında burada yapılmış.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Binası
Bi tarafına Ankara Kalesi’ni diğer tarafına ise Anıtkabir’i alan bu bina, sıra dışı tasarıma sahip. Şeffaf tasarımıyla dikkatleri üzerine çeken Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Binası tamamen camdan yapılmış. Bu sayede de gün ışığını doğrudan içeriye alıyor ve aydınlık bir ortam oluşturuyor. Öte yandan da ısıyı geçirmiyor.
Dışı dikdörtgen bir havuz, havuzun ortasında üçgen prizmatik bir yapı şeklinde tasarlanmış. Bu estetik yapı sayesinde ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. İçinde ise çeşitli konser salonlarını barındırıyor. Böylece Ankara’nın kültür-sanat etkinliklerine ev sahipliği yapıyor, Ankaralıları sanata doyuruyor diyebiliriz.
CerModern
2010 yılında açılışını yapan CerModern için tam anlamıyla yaşayan bir sanat merkezi demek mümkün. Neden mi? Çünkü CerModern sergilerden konserelere atölyelerden söyleşilere ev sahipliği yapmış bu zamana kadar. Ve hala yapmaya devam ediyor. Etkinlik denilince Ankara’da ilk akla gelen lokasyonlardan yani. Fakat her şey bir yana, CerModern’de düzenlenen açık hava film gösterimleri yaz aylarının favorilerinden.
Son bir hatırlatma yapalım bu tek katlı bina ile ilgili. CerModern’in bahçesindeki su perileri heykelleri bir harika doğrusu. Bu güzel heykelleri görmeden, yanında bir fotoğraf çektirmeden turunuzu sonlandırmayın sakın!
Devlet Opera ve Balesi
Gelelim Ankara’nın en önemli sanat merkezlerinden diğerine. Devlet Opera ve Balesi binası, aslında bir sergi salonu olarak tasarlanmış. Şevki Balmumcu’nun projesi 1934 yılında tamlanmış ve 1948 yılına kadar sergi salonu olarak hizmet vermiş. Milli eğitim Bakanlığı 1948 yılında bu sergi salonunu opera ve bale binasına çevirmiş. Bu doğrultuda, sergi salonu olduğu yıllardaki modern üslubu tamamen değiştirilmiş ve bugünkü halini almış.
Ankara Palas
1927 yılında milletvekilleri ve resmi konuklar için konukevi olarak inşa edilmiş Ankara Palas ile sonlandırıyoruz rotamızı. Hayal etsenize ne cumhuriyet baloları ne davetler gerçekleşmiştir bu binada. Dili olsa da anlatsa…
Bu estetik binayı Cumhuriyet Dönemi’nin iki ünlü mimarı tasarlamış: Mimar Kemalettin Bey ve Vedat Tek. I. Ulusal Mimari eseri olarak tanımlayabileceğimiz bu binada elbette Osmanlı üslubundan da esinlenmeler mevcut. Birçok tarihi görüşmeye ve tarihi şahsiyete ev sahipliği yapmış Ankara Palas için, cumhuriyetin sembol binalarından biri desek yanılmış olmayız.